Google algoritması nedir? Arama algoritmaları nasıl çalışır? Algoritma güncellemeleri karşısında yapılabilecekler nelerdir? Tüm bu soruların cevaplarını ve diğer detayları bulabileceğiniz bir içerik hazırladık. Keyifli okumalar dileriz!
Google Algoritması Nedir?
Google algoritması, Google’ın belirli bir arama sorgusu için en alakalı sayfaları bulmasını ve listelemesini sağlayan bir sistemdir. Sıralama listesini oluşturan birçok faktör vardır. Sayfanın kalitesi, alaka düzeyi veya kullanılabilirliği gibi çeşitli etkenler bu algoritmanın dikkate aldığı faktörlerdendir.
Google Arama Algoritması Nasıl Çalışır?
Google arama algoritmalarının nasıl çalıştığını etkileyen birçok faktör bulunur. En çok bilinen 5 faktörü sizin için sıraladık:
Sorgunun Anlamı
Google, sorgu ile ilgili en alakalı sonuçları listelemek için kullanıcının tam olarak neyi aradığını ve arama amacının ne olduğunu anlamalıdır. Bu nedenle arama algoritmaları çeşitli kelimelerden anlam çıkarmalı ve sonuçları değerlendirmelidir.
Arama algoritmaları ile ilgili dikkat edilmesi gereken birkaç faktör bulunur:
- Arama sorgusunda kullanılan kelimelerin anlamları: Kullanılan kelimeler doğal dilde tam olarak ne anlama geliyor?
- Sorgunun altında yatan arama amacı: Kullanıcı belirli bir sorguyu kullanarak ne sonuca ulaşmak istiyor? Tanım, inceleme, satın alma ya da spesifik bir web sitesini bulma?
- Sorgu yenilik gerektiriyor mu? Sorgu zamana duyarlı mı ve yeni bilgiler mi gerektiriyor?
Bu durum bazen oldukça basittir. Örneğin birisi “yeni iPad satın al” arama sorgusunu kullanırsa bu sorgunun tüm yönleriyle anlamı, amacı ve yenilik ihtiyacı açıktır. Kişi iPad’I kast ediyor, amacı onu satın almak ve yeni bir iPad istiyor.
Ancak bu durum bazen Google algoritmasında karışıklığa neden olabilir. Örneğin bazı sorgularda kullanıcının tam olarak ne demek istediğini anlamak zordur. Bu durumlarda Google, en alakalı sonuç olarak değerlendirdiği sonuçları gösterir. Bunun yanı sıra arama sonuçlarını belirlemeye yardımcı olan ek seçenekler sunar.
Örneğin Google’a “Rock” yazdığınızda hem bir kaya türü, hem müzik türü hem de Dwayne Johnson’ı görmeniz olasıdır.
Sayfaların Alaka Düzeyi
İkinci faktörümüz ise sayfaların alaka düzeyi. Google algoritması arama sorgusu ile hangi sayfaların alakalı olduğunu bulmalıdır. Başka bir deyişle, arama algoritmaları kullanıcının arama sorgusuna en iyi şekilde cevap veren sayfaları bulmaya uğraşırlar.
Bu işlemi, internetteki tüm web sitelerini düzenli olarak tarayarak ve dizine ekleyerek yapar. Dizine eklediği sayfaların içeriklerini analiz eden arama algoritmaları böylelikle en alakalı sorguları kullanıcıların karşısına çıkarır.
Burada kilit nokta anahtar kelimelerdir. Google algoritması hedef arama sorguları ile ilgili anahtar kelimeleri içeren metinleri kullanıcıların karşısına çıkarma eğilimi gösterecektir.
İçeriğin Kalitesi
İnternette her arama sorgusu için muhtemelen milyonlarca sayfa bulunur. Bu nedenle Google, kaliteli içerik sunan sayfalara öncelik vermeli ve o sayfaları kullanıcıların karşısına çıkarmalıdır. Google algoritması bir sayfanın kaliteli olup olmadığını anlamak için şunlara bakar:
- Uzmanlık
- Yetkinlik
- Güvenilirlik
Bir web sitesinin yetkinlik kazanması için aldığı backlinklerin fazla olması, içeriklerinin kaliteli ve özgün olması ve verdiği bağlantı sayısının fazla olması gerekmektedir.
Google’ın PageRank algoritması ile sayfanızın kalite puanı hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Bir SEO Uzmanı birlikte çalışarak içeriklerinizin kalitesini ve sayfanızın özgünlüğünü arttırabilir, organik sıralamanıza ve sitenizin aldığı trafiğe katkı sağlayabilirsiniz.
Sayfaların Kullanılabilirliği
Artık Google algoritması içeriğin alaka düzeyini ve kalitesini ele aldığına göre web sitesinin kullanılabilirlik düzeyinden ve kullanıcı dostu olduğundan emin olmalıdır. Sayfaların kullanılabilirliği aşağıdaki teknik etkenlere dayanır:
- Tüm tarayıcılarda optimize edilmiş doğru bir görünüm,
- Sayfanın yüklenme hızı,
- Web sitesinin güvenilirliği.
Bunlar arama algoritmaları için en önemli faktörler olmayabilir, ancak sayfanın kalitesi ve alaka düzeyi gibi faktörler eşit olduğunda kesinlikle dikkate alınan etkenlerdir.
Bağlam ve Ayarlar
Son olarak arama sonuçları kullanıcıların bireysel koşullarından ve tercihlerinden büyük ölçüde etkilenir. Bu nedenle her aramanın aynı şekilde sonuç vermesi beklenmemelidir. Bu bağlamda arama algoritmaları şunlara dikkat etmektedir:
- Kullanıcının konumu,
- Arama geçmişi,
- Arama ayarları.
Google Arama Kalitesi Değerlendiricileri (Google Search Quality Raters)
Algoritmaların ve makine öğrenimi sistemlerinin yanı sıra Google, gerçek kullanıcılardan gelen geri bildirimleri de göz önüne almaktadır.
Google, gerçek arama sonuçlarını ve sıralanan sayfaların kalitesini değerlendirmek için binlerce çalışanı Arama Kalitesi Değerlendiricileri (Search Quality Raters) olarak işe alır. Google bu şekilde webde yer alan sayfaların sadece arama algoritmaları için oluşturulmadığını aynı zamanda gerçek kullanıcılar için oluşturulduğunu göz önüne sermektedir. Tek başına çalışanlar ya da algoritmalar sayfaların kalitesine karar vermiyor. Toplanan verilerden bir sonuç elde edilerek Google algoritması şekillendiriliyor.
Google Algoritma Güncellemeleri Nelerdir?
Genel olarak, Google algoritma güncellemelerini küçük ve temel güncellemeler olmak üzere iki kategoriye ayırabiliriz. Bilindiği üzere Google algoritmasını oldukça sık değiştiriyor. Oldukça sık tabirinden kasıt günlük ve yıllık gibi düşünebilirsiniz. Google arama algoritmalarında günde birkaç kez kullanıcıların fark edemeyeceği kadar küçük değişiklikler yayınlayabilir. Ancak bu küçük güncellemelerin yanı sıra Google, her yıl birkaç temel algoritma güncellemesi yayınlar ve bu değişiklikler SEO camiasında oldukça ses getirir. Google kendini sürekli yenileyen ve güncelleyen bir yapıya sahip olduğu için güncellemelerin takibini yapmak önemlidir. Bir SEO Danışmanı ile beraber çalışarak gelişmeleri yakından takip edebilirsiniz.
Panda (2011)
Panda, ilk olarak şubat 2011’de web spamleri ile mücadele etmek adına piyasaya sürüldü. O zamanlar “content farm” denilen çalıntı ya da düşük kalite içeriklerin toplandığı web siteler yaygınlaşmıştı ve kullanıcı deneyimi açısından sorun arz ediyorlardı. Bu anlamda, insan kalite derecelendirmelerine göre modellenen bir kalite sınıflandırması belirlemek için Panda algoritması ortaya çıktı.
Şubat ayında Google arama algoritmaları hakkında bir blog yazısı yayınladı ve sıralamada oldukça büyük bir iyileştirme başlattıklarını açıkladı. Panda algoritması işleme konduktan sonra kalitesiz içerik tasarımları, müdahaleci reklamları, şişirilmiş kelime sayıları, düşük içerik standartları, tekrar eden ifadeleri ve kusurlu araştırmaları olduğu tespit edilen web sitelerin sayısında büyük ölçüde azalma yaşandı.
Genel olarak güvenilir, alakalı ve yararlı olduğu belirtilen siteler ise varlığını sürdürmeye devam etti. Kısacası Google Panda, düşük kaliteli sayfalara, zayıf içeriğe, şişirilmiş anahtar kelime ve yinelenen içeriğe odaklanan bir filtredir.
Penguen (2012)
2012 yılında ise Penguen adlı Google algoritması hayatımıza girdi. Özellikle spam bağlantıları ve manipülatif bağlantı oluşturma uygulamalarını hedef alan webspam algoritması güncellemesi resmi olarak başladı.
Penguen algoritmasından önce bir sayfa Google tarafından tarandığında, dizine eklendiğinde ve analiz edildiğinde o web sayfasının skorunu belirlemede bağlantı hacmi daha büyük bir rol oynuyordu. Bağlantı hacmi ise bir sayfanın içerdiği link sayısı ile ilgilidir.
Skor bağlantı hacmi ile doğru orantılı olduğunda bazı düşük kaliteli web siteleri ve içerikler, organik arama sonuçlarında olması gerekenden daha belirgin konumlarda görünüyordu. Google, bu problemi çözmek ve düşük kalitede sayfalar ile mücadele etmek için Penguen algoritmasını hayata geçirdi.
Penguen algoritması web sitelerinin kazandığı bağlantı türlerini daha iyi anlayarak manipülatif ve spam içerikli bağlantıların derecesi düşürdü. Diğer yandan ise doğal, güvenilir ve alakalı bağlantıların işaret ettiği web sitelerini ödüllendirmeye çalıştı.
Unutmamak gerekiyor ki, Penguen yalnızca bir sitenin gelen bağlantılarıyla ilgilenir. Google, yalnızca söz konusu siteye işaret eden bağlantılara bakar ve o siteden giden bağlantılara hiç bakmaz.
Hummingbird (2013)
Google’ın arama algoritmalarından bir diğeri ise 2013’te hayatımıza giren Hummingbird. Hummingbird, kullanıcılara daha samimi ve kişiselleştirilmiş bir arama motoru sonuç sayfası sağlamaya yönelik atılan adımların başında gelmektedir.
Hummingbird algoritmasından önce arama sonuçları sorgu ile ilgili herhangi bir derinlemesine yanıt veya kaynak sağlamıyordu. Yani benzer fakat farklı iki sorgu arasında ayrım yapabilmek Google algoritması için zordu.
Örneğin; şu an Google’a “The Globe” yazsanız hem Shakespeare’in Globe’u hakkında hem Londra’daki Shakespeare’in Globe’undan esinlenerek inşa edilen “The Globe Tiyatrosu” hakkında, hem de Globe isimli bir şarkı hakkında bilgi alabilirsiniz. Hummingbird algoritmasından önce Google bu konuda kafa karışıklığı yaşayabiliyordu.
Hummingbird, Google algoritmasında büyük bir ilerleme kaydetti ve dünya çapındaki aramaların yaklaşık yüzde 90’ını etkiledi. Birlikte temellerini inceleyelim:
- Konuşma araması: Google bu algoritma güncellemesi ile günlük dilde kullanılabilir arama sorgularını da göz önünde bulundurmaya çalıştı.
- İnsan temelli arama: Google bu algoritma ile kullanıcıların bilmediği şeyleri öğrenmelerine yardımcı olacak bir özellik geliştirdi diyebiliriz. Belirli bir konu hakkında bilginiz olmadığında aradığınızı bulmanın ne kadar zor olabileceğini bilirsiniz. Google Hummingbird arama algoritmaları ile bu sorunu arama sorgularında eş anlamlılara ve temayla ilgili konulara odaklanarak çözmeye çalıştı.
- Sesli aramanın temelleri: Hummingbird, bağlamı ve kullanıcının arama niyetini kullandığından kullanıcıların ihtiyaçlarına uyan sonuçları sağlamak ve yerel sonuçlara ulaşmak daha rahat bir hale geldi. Örneğin; önceleri İstanbul’da en iyi Adana kebabı aramak isteseniz muhtemelen Adana’da yer alan sonuçları görecektiniz. O an ki ihtiyacınıza yanıt vermeyecek olan bu sonuçlara çözüm, Hummingbird güncellemesi ile sağlandı.
Pigeon (2014)
Şimdiye kadarki en büyük yerel arama algoritması değişikliklerinden biri olan Google Pigeon güncellemesi, yerel işletmelerin organik sıralama şeklini büyük ölçüde değiştirdi. Google algoritması Pigeon güçlü bir organik varlığı olan yerel işletmeleri ödüllendirerek iyileştirilmiş yerel arama sonuçları sunmayı amaçladı.
Kısacası, yerel olarak alakalı gerçek mekanda konumları olan küçük işletmelerin büyüklüğü veya marka popülaritesi ne olursa olsun, aramada bölgedeki diğer işletmeler kadar görünmeyi hak ettiği fikri ortaya çıktı. Arama algoritmalarında Pigeon, hem kalite hem de doğruluk açısından yerel sonuçların iyileştirilmesine odaklandı diyebiliriz.
Mobil Güncelleme (2015)
Mobilegeddon isimli mobil uyum temelli güncelleme 2015 yılında hayatımıza girdi. Google, mobil uyumlu sayfaların ne olduğunu ve nasıl olması gerektiğini gösteren bir rehber hazırladı. Bu rehbere göre mobil uyumlulukta gri alan yoktur, web siteniz ya mobil uyumludur ya da değildir.
Mobil uyumluluk web sitelerin sıralamalarına ve aldıkları trafiğe doğrudan etkilidir. Ek olarak; kullanıcı deneyimini iyileştirmek için sitelerin mobil uyumlu olması bir zorunluluktur.
RankBrain (2015)
RankBrain, Google’ın bir arama sorgusunun olası kullanıcı amacını daha iyi anlamak üzere geliştirdiği bir sistemdir. RankBrain özünde Hummingbird’ü temel alan bir makine öğrenme sistemidir, ancak daha gelişmiş bir versiyonudur.
RankBrain, bir ön eleme sistemi olarak düşünülebilir. Google’a bir sorgu girildiğinde arama algoritması, en iyi içeriği en iyi biçimde ortaya çıkarmak amacıyla sorguyu arama amacınızla eşleştirir.
Kısacası, daha önce de belirttiğimiz gibi RankBrain algoritması Google’ın Hummingbird algoritmasının daha alakalı arama sonuçları sağlamaya yardımcı olan bir makine öğrenimidir.
Fred (2017)
Google algoritması olan Fred, Google’ın düşük kaliteli sonuçlar olarak ele aldığı, zayıf içeriğe ve agresif reklam yerleşimine dayanan siteleri kaldırma girişiminde bulundu. Agresif reklam yerleşimi geri dönüş almak için ofansif stratejilerin uygulandığı reklamlardır.
Ancak Fred, Google Arama Kalitesi Yönergelerini (Google Search Quality Guidelines) ihlal eden düşük kaliteli, reklam merkezli içeriğe odaklanmış gibi görünen fakat doğrulanmamış bir güncellemedir.
Medic (2018)
2018’in sonlarında hayatımıza giren Medic de yine bir Google arama algoritmaları güncellemelerinden biridir. Güncelleme birçok sektörü etkilerken, etkilenen web sayfalarının çoğu “Your Money Your Life” (YMYL) sayfalarıydı.
YMYL sayfaları kullanıcıların sağlığını, mutluluğunu veya zenginliğini potansiyel olarak etkileyebilecek sayfalar olarak bilinir. Alışveriş veya finansal işlem sayfaları, finansal bilgi sayfaları, tıbbi bilgi sayfaları veya yasal bilgi sayfaları bu kategoriye dahil edilebilir.
Medic güncellemesinin amacı, bir kişinin refahını ve mutluluğunu etkileme gücüne sahip sayfaların uzmanlığını, otoritesini ve güvenilirliğini (E-A-T yani expertise, authority ve trustworthiness) vurgulamak ve geliştirmekti. Google, bu güncelleme ile E-A-T’si olmayan veya düşük olarak algıladığı sayfaları cezalandırmış ve E-A-T’si yüksek olan web sitelerini ödüllendirmiş oldu.
Bert (2019)
Google BERT, arama algoritmalarının insan dilini anlamasını için geliştirilmiştir. İnsanlar kendilerini arama terimlerinde ve içeriklerde özgün bir şekilde ifade ettiği için arama motorlarının insanların tam olarak ne söylediğini anlaması önemlidir. Google, aslında bu güncellemede de diğerlerinde olduğu gibi doğru eşleşmeyi yapmak için uğraşmıştır diyebiliriz. BERT, kalıpları öğrenebilen ve tanıyabilen bilgisayar modelleri ile oluşturulmuştur. Bunlar makine öğreniminin bir parçasıdır. Programlandıktan sonra algoritma, aldığı milyonlarca veriyi işleyerek sürekli olarak insan dilini öğrenir ve arama sonuçlarını iyileştirir.
İlgili Makale: Google’da Üst Sıralara Çıkmak İçin Yapılması Gerekenler
Bir Google Algoritması Güncellemesinden Olumsuz Etkilendiyseniz Ne Yapmalısınız?
Öncelikle sakin olun. Hiçbir problem düzeltilemez değildir, gelin birlikte inceleyelim:
Sabırlı Olun
Arama algoritmaları güncellemelerinin tamamen oturması birkaç günü bulabilir. Bu nedenle sabırlı olun ve bekleyin, güncellemenin tamamlanmasına izin verin. Hızlı düzeltmeler için acele karar vermek web sitenize yarardan çok zarar verebilir.
Güvenilir Kaynaklara Güvenin
İnternet bilgi kirliliği ile dolu bir yerdir. Sabırla bekledikten sonra arama algoritmaları hakkında tavsiyeler veren kaynaklara yönelebilirsiniz, ancak kaynağınızın güvenilir olduğundan emin olmanız gerekmektedir. Bulacağınız “%100 doğrulanmış” tavsiye ile karşınıza çıkan her uzmana güvenmeyin. Bunun yerine, güvenilir ve doğrulanmış uzmanların ve web sitelerinin analizlerini bekleyin.
Bir Düzeltmeye İhtiyacınız Olduğundan Emin Olun
Bazen suların durulmasını beklemek en iyi çözümdür. Birçok güncelleme birkaç hafta sonra iyileştirilebilir ya da geri alınır, bu nedenle gerçekten düzeltilmesi gerekmeyen şeyleri düzeltmediğinizden emin olun.
İyileştirme
Bir Google algoritması karmaşası sonrasında sabırla beklediniz fakat bir sonuç alamadınız diyelim. O halde son olarak, web sitenizde sıralamalardaki düşüşlerinizin nedeni olabilecek bir sorun olduğunu fark ederseniz artık düzeltmenin zamanı gelmiştir. SEO stratejilerinizi gözden geçirmeli ve analizlerinizi yeniden yapmalısınız. Blog içeriklerinizin kalitesine, sıralama düşüşü yaşanan sayfa ve anahtar kelimelerinize göz gezdirmeli ve teknik hatalar noktasında da Semrush gibi kapsamlı bir analiz aracından faydalanmalısınız. Bu sayede doğru hata tespiti yaptıktan sonra iyileştirme için bir plan oluşturup aksiyon alabilirsiniz.